Karaman olağanüstü kuraklık sınıfına geçti

İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’de yaşanan kuraklık verilerini değerlendirdi. Temmuz-Eylül 2025 döneminde ülke genelinde yağışların son 10 yıl ortalamasına göre yaklaşık yüzde 10 daha düşük seyrettiğini belirten Kadıoğlu, özellikle tarımsal üretim açısından kritik illerde ciddi su stresi yaşandığını kaydetti. Karaman da bu kapsamda şiddetli kuraklığın etkisi altına giren iller arasında yer alıyor. Prof. Dr. Kadıoğlu, İç Anadolu Bölgesi’nde Konya, Aksaray, Niğde, Karaman ve Kayseri’de olağanüstü kuraklık sınıfına geçildiğini belirterek, “Karaman’da baraj doluluk oranları tehlikeli seviyelere geriledi. Yeraltı su seviyeleri ciddi şekilde düştü ve tarımsal üretimde verim kaybı başladı” dedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) 2025 Eylül ayı haritalarında da Karaman ve çevresindeki kuraklık açıkça görülüyor. Kadıoğlu, temmuz-eylül döneminde İç Anadolu’nun tamamında orta ve üzeri düzeyde kuraklık olduğunu, sıcaklıkların ise normallerin üzerinde seyrettiğini ifade etti. Prof. Dr. Kadıoğlu, kuraklığın hidrolojik etkilerine dikkat çekerek, barajlardaki düşen su seviyelerinin enerji üretimini, sulama faaliyetlerini ve içme suyu teminini olumsuz etkilediğini belirtti. Tarımsal kuraklık nedeniyle bazı bölgelerde ürün kayıplarının yüzde 85’e kadar çıktığını vurgulayan Kadıoğlu, Karaman’daki tarım alanlarının da ciddi biçimde etkilendiğini söyledi. Özellikle Konya Havzası ve Karaman çevresinde toprak neminin kritik seviyelere düştüğünü belirten Kadıoğlu, “Bu durum obruk oluşumlarını hızlandırıyor ve tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Karaman, 2025 su yılı itibarıyla olağanüstü kuraklık sınıfına geçti” dedi. Kadıoğlu, kuraklığın temel nedenleri arasında iklim değişikliği ve su yönetimindeki eksiklikleri işaret ederek, 2025 su yılının Türkiye için son yarım yüzyılın en kurak yılı olduğunu kaydetti. Kuraklık, Karaman başta olmak üzere İç Anadolu, Güneydoğu ve Ege’nin iç kesimlerinde üretim ve su kaynakları açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.